Başlarken

İlk yayınımın nereden başlayacağı konusunda bu satırları yazarken bile emin değilim. İlk teşhis günü olabilir; o sırada yaşamımdan geçen karmaşaya katılan duygu karmaşasından başlayabilirim.
Beni nörologa götüren süreçle başlayabilirim.
Ya da, çocukluğuma gidebilirim.
Sanırım bunlardan hiçbirine başvurmadan, bugün neden artık bir blogla etrafa ses vermeye karar verdiğimden bahsederek başlamam daha uygun olur - benim için. Ya da, nasıl karar verdiğimi anlatmam daha rahat olur. Nedenler sonsuz olabilir, zira.
Nasıllarla uğraşmak ise biraz daha rahat, biraz daha açıklayıcı, biraz daha kendini anlayıcı olabilir - değil mi?

RRMS teşhisi konduktan kısa bir süre sonra SPMS teşhisiyle yüzleşmem gerekti. Türkiye'deki biricik doktorum, RRMS teşhisi sürecinde gösterdiği özeni ve anlayışı, bu kez uzaklardan beni yönlendirerek gösterdi. Şu anda yaşamakta olduğum ülkede - kendimi şanslı hissetmemi sağlayan - nörologlarım da periyodik kontrollerimde aynı sonuca vardılar. Oysa teşhisin başında uzunca bir süre RRMS'le devam edebileceğim umudumuz yüksekti.

MS süreci bir yandan yalnızlaştırıcı bir yandan çoğaltıcı, çoğullaştırıcı ve fakat çok boğucu bir süreç. Bir yandan 'şimdiye kadar nasıl yaşıyorsak, öyle devam etmemiz' söylenebiliyor - spor yapıyorsanız, yedikleriniz yüksek fiberli, düşük kalorili, az alkollü, hiç nikotinliyse ve reçetelenen ilaçlarınızı düzgün alıyorsanız... Öte yandan, bedeninizle barışık olmanız, onu dinlemeniz, dinlerken esir olmamanız gerekiyor.

Bu boğuculuk artık tek başınalığın ve yakın aile/arkadaş çevresinin sınırlarını zorluyor. Daha görünür olmak isteyebiliyorsunuz; zaten MS'iniz de inatçı çıkmış olabiliyor; yavaş yavaş olsa da kendisini daha görünür kılmaya çalışabiliyor.

Bir süre düşündükten sonra, ağrılara sızılara, hiç bitmeyen, süreğen bir artış inadında olan 'fatigue'e bakıp, kaçmanın imkânsızlığının bir kez daha farkına varıp, tek başıma aldığım ve sadece doktorlarıma bilgi aktarım süreçlerinde dışarıya açtığım notları ilgili okur kitlesine ulaştırılabilecek şekle sokarak paylaşmanın bu sürecin bundan sonraki aşamasına alışabilmenin bir yolu olduğunda karar kıldım.

Bundan böyle buradan hem herkeste farklı seyrettiğini bildiğimiz, bu nedenle 'oyuncu' olduğunu düşündüğüm MS'le yaşantıma dair notlar paylaşacağım. Umarım buradan diğer MSli insanlara, ailelerine ve arkadaşlarına ulaşabilir, birlikte güçlenerek devam etmenin yollarını dizmek için bir katkı sunabilirim.




1 comment:

Note: Only a member of this blog may post a comment.

As I talk about MS

So, here is a bunch of recent responses from those who hear about my MS-life, first time. Some are great, in total solidarity, written, told...